Perşembe, Haziran 18, 2009

bazen hoş bazen boş

dostlarınla sehir dışına çıkıyosun. kahvaltını yapıyosun dedikodu falan.. şehri geziyorsun bütün gün, alışveriş... biranı içiyosun ve akşamında şehrine geri dönüyosun. dönüş yolunda trende eski sağlam bi dostunun ablasıyla karşılaşıyosun. bütün yol muhabbet, insanları özlemenin güzel birşey olduğunu bidaha anlıyorsun. eve geldiğinde saat bire yaklaştığında bütün günün yorgunluğunu, eskişehirin sokaklarının ayaklarındaki ağrısını hissederek uyumaya çalışıyorsun. sabah kalktın başın ağrıyor ama bugün güzel olucak diye düşünürken kesiliveriyor ağrı. kahvaltı sonra vitamin ağrı kesici. bi dostunun dövme yaptırmasında yanına gidiyosun. sevgilin dostların yine beraber bigün: dolu, sevgi dolu sıcak, güneş gözlüklü, sımsıcak bigün. akşamındaysa o saçma sapan kişi çok candan bi dostunun gözlerini dolduruyo. senin elinden bişi gelmio, ne gözlerinin dolmasını engelleyebiliyorsun, ne şapşalın şapşallıklarını engellemeye gücün yetiyor. berbat bi baş ağrısııyla başlayan günün güzel geçerken yine suratın asılıyo, çaresizliğine en yakınından birinin üzüntüsüne üzülüp kendi kendini yiyiorsun. yorgunmusun?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

dile gel