Perşembe, Aralık 10, 2009

izle bi ara

.

korkuyorum bak yine bu aralar.beynim durdu bu akşam düşünemiyorum hiç bir şey. dolmuşum ağlamam lazım onu bile yapamadım. garip korkuyorum halimden.

Cuma, Kasım 20, 2009

naci büfe

inandık biz sana ama ayıp oldu bu yaptığın. neymiş kolanın tozu çıkmış bir bardak suya koyup içiyormuşsun aslında elli kuruşmuş ama bize deneme maksatlı ücretsiz veriyormuşsun falan. noldu açtık içinden kolonyalı mendil çıktı. oldu mu şimdi bu yaptığın senin yüzünden kimseye inanamaz güvenemez olduk. eve gelene kadar kafa yordum ben halbuki toz haldeki kolaya. nası yaptılar lan acaba bir bardak suda derişimi kaç ki acaba diye. ben daha bakamadan arkadaş aradı söyledi kolonyalı mendil çıktı içinden diye güldüm evet güldüm ama o ilk açan ben olsaydım çok üzülürdüm.
olmadı naci abi kırdın bizi, saf ettin yönümüzü bulamadık senin yüzünden.elin diline düştük.

Çarşamba, Kasım 18, 2009

sabah sürprizi

günün birinde yüzyüze geleceğimiz belliydi zaten.görür görmez tanıdım ben seni de sen beni seçemedin herhalde. atıp tutuyordun hakkımda hani "yüzü gözümün önünden gitmiyor" diye noldu. yalanın çıktı bak ortaya.valla ama beni hayal kırıklığına uğrattın ben daha bir alımlı bekliyordum seni öyle olmadı. ellerin de çok çirkinmiş kırmızı kırmızı ojeler sürmüşsün, elinin kırışıklığından daha çok göz alsın diye ama cıkkk olmamış ben farkettim. valla kusura bakma saçının şeklinden ayakkabına kadar inceledim, çantanı bile sor hangi renk hangi desen diye söylerim. ben bile bilmiyordum farkındalığımın bu kadar yüksek olduğunu.sonra noldu de hiçbir şey...canımı sıktın sabahın köründe yok muydu başka otobüs sanki. keşke arkadaş olsaydık biz pek severdim ben seni biliyor musun. valla iri iri gözlerine bakıp mutlu olurdum. ama sen o hakkını kaybettin neden? çünkü arkamdan atıp tuttun ben sesimi çıkardım mı, yoook.
ya o bu değil de kinim geçmiş benim sana karşı.melül melül baktım var git yoluna diye. valla ya üzüldüm. sinirli zamanlarımda olsaydın keşke yanımda.
yoluk yoluk yapmışsın saçlarını bir de yazık değil mi yüzün gözün görünse adam akıllı, olmamış beğenmedim.git iyi bak kendine yazık etme tamam mı canım. hadi olmuyor böyle.

Pazartesi, Kasım 16, 2009

niye ya niye

niye bu erkeklerin aklı hep geriden geliyor. on yedi yaşında da yirmi bir yaşında da aynı, arkadaş hiç değişmiyorlar.
-daha çok gencim
-böyle ciddi bir ilişki için henüz erken olduğunu düşünüyorum.
-sen bir erkeğin sahip olabileceği en iyi kız arkadaşsın ama ben seni üzmek istemiyorum
-seni hak etmiyorum
-eskisi gibi değiliz
-şuraya gidiyorum buraya gidiyorum diye haber vermek istemiyorum
-benim için çok değerlisin yıllar sonra bile bu böyle olacak
aslında söylemek istedikleri:
-ya gençliğimin baharındayım karı kıza doyamadım kusura bakma
-şimdiye kadar ilişkimizin gidişatından memnundum. acı tatlı iki yılı geride bıraktık ama beni bir korku sardı.
-bu saatten sonra sana ilgi gösteremeyeceğim, sen de üzülüceksin haliyle
-seni artık sevmiyorum
-artık ne olursa gözüme batıyor
-bir tek sana bağlı kalmak istemiyorum, hesap vermeden geçirmek istediğim yıllarım var daha
-şimdi senden ayrılıyorum ama bunun pişmanlığını hep hissedeceğim, yıllar sonra bile karşılaşsak içimi titreteceksin, ama kusura bakma egoma söz geçiremiyorum.

hepsi aynı derler ya hani "hadi ulan" der güler geçerdim. ama hepsi hakikaten bu kadar mı aynı olur.yuh ya yuh. sen getirdin ilişkiyi bu şekline sen neredesin nereye gidiyorsun diye sıkıştırıp durdun kızı. noldu şimdi iki tane sana meyilli kız gördün diye benim kafam karıştı aman ilişki bana ağır geliyor artık demeye başladın. kıza hiç meyleden olmadı sanki dimi. elbette oldu ama o ne yaptı ? düşünmedin dimi hiç onun da başına böyle bir şey gelmiş midir acaba diye düşünmedin dimi hiç. geldi canım evet o da yaşadı ama fırsat vermedi başkalarına çünkü seni seviyordu hala aşıktı sana ve başka ihtimaller aklında bile yoktu. ama sen ne yaptın ilk fırsatta başka tenlerin kokusunu yakınında hissedince aman tadına bakmadan gitmeyeyim dedin, of çok üzüleceksin biliyorum ama engel olamıyorum dedin. hatta diyemedin bile o kadar düşüncesizdin ki dürüst olmayı bile beceremedin.ben seni hak etmiyorum, eskisi gibi değil, ilişki çok ciddileşti...
nereye ciddileşti evlenelim diye mi tutturdu kız sanki, 2 yıldır nasılsa öyle devam ediyordu ilişkiniz. düşünemedin dimi ileriyi pişman olacağını göremedin dimi yok yere kendini de onu da üzdün. bravo sana!!! her şeyi kırıp dökmeyi ne güzel de becerdin. onca emeği nasıl da savuşturup attın. niye, heveslerin yüzünden. sana değil de ona çok üzülüyorum. ne halin varsa gör. ama altı ay sonra karşısına dikilirsen işte o gün iki elim yakanda olur.

Pazar, Kasım 15, 2009

iyi ki çocuğum yok

alışveriş merkezine gittim bugün yine bir gafletle her yer velet. nefret ediyorum küçük çocuklardan. annesine babasına bir lokma yemek yemeyi zıkkım eden çocuklardan nefret ediyorum. her yerde ağlayan bağıran ne istediğini bilmeyen bir sürü çocuk vardı. gördükçe mutsuz halimden çıkmaya halime şükretmeye başladım. her şey olabilirdi ama neyse ki ağlayıp bağırıp çağıran bir çocuğum yoktu. ilerde bir gün anne olmayı elbette istiyorum ama benim çocuğum böyle olmayacak. olursa da evlat deyip sineme çekerim ne yapayım.

Perşembe, Kasım 05, 2009

kinliyim

uzun zamandır hissetmemiştim kin hissini gelgelelim bir daha hissetmeyeceğim anlamına gelmiyormuş. kaltak karı başlıklı yazımda az bile söylemişim salon kadını çizgimden kaydırmak için bu kadar çabalamış madem birisi ben de kayıyım ayıp olmasın dedim. kin lendim hatta gördüğüm yerde parçalıyasım var julie yi.gerçi yoluma çıksa yüzüne bile bakmam ama bir de uluorta yerde bana laf etsin orda kişiliğimi bi tarafa atabilirim. işte o zaman ben ben olmaktan çıkarım. sakinleşmem lazım çok sinirliyim.

Çarşamba, Kasım 04, 2009

ay ay beni güldürdünüz

ne var biriniz bari okuduktan sonra "0 fikir beyanı" yazısına bakıp yazık ulan bi dile geliyim deseniz.
valla şu halime güldürdünüz beni. bir yandan vize sayılıcak garip bi ödevle boguşurken bir yandan da "0 fikir beyanı"na her fırsatta göz gezdiriyorum. içim burkuluyor baktıkça ödevi de adam akıllı yapamıyorum. allasen bi bak aşşağıdaki yazılara kaç tanesinde yorum var:)okuduğunu biliyorum bi nokta olsun bi virgül olsun bi yorum yap da şu yalnızlığımı dindir hadi bi güzellik yap :D

kaltak karı

allah bu julienin bin türlü belasını versin!!!!!!küçük harfle yazdım ayıraç da kullanmadım bilerek.
hiç sevmiyorum ulan var mı sevmiyorum. sen aylarca çıkma ortaya sevgilim nişanlandık diyince hemen yaz oraya ikircikli cümleler. otuzunda varsın ne elleşiyorsun ki daha başkalarına tebrik etmiş bi de utanmaz. etme istemiyoruz senin tebriğin evliyi boşatır büyü yaptırırsın ta istanbullardan belki de. hakkımda ne düşünüyosan bin katı gelsin başına. çekil git lan şimdi.hadi bunu da oku yorum yap sıkıyorsa...hadi hadi...

Pazar, Kasım 01, 2009

aman bre deryalar deryalar

araba sürdüm sonunda nasıl mutluyum bir bilsen:) tam tahmin ettiğim gibi umarım en kısa sürede ehliyetim elimde olur da salına salına gezerim trafikte. tek sorun debriyaj fren birlikte kullanımı. onun dışında sorun yok ha bir de şey var dönüşlerde tek elle dönüyorum hoca iki elini kullan diye diretiyor dönüşte sorun olmadığı halde neyse:D ay çok güzel ya aman aman çok güzel. aşk gibi mutluluk gibi araba sürebilmek. pek severim biliyor musun:))) arabaları da pek severim sürmeyi de pek severim anladın daha uzatmayacağım o yüzden .aman vre müh mat sınavına da çalışmam gerekki yarın ilk vizem var. yaparız yaaaa:)

Perşembe, Ekim 29, 2009

of

kimse yok konuşabileceğim şuan. baktım biri gitmiş birine mesaj attım cevap yok al işte korktuğum şey yine geldi. yalnız kaldım işte kendimi tartmak zorundayım ne zor. kazım koyuncu yanımda bi tek.yalandan mı davranıyorum etrafımdakilere? "söyleyemem derdimi kimseye" yi yaşıyorum şimdi işte. biri geliyor uf şu canımı çok sıkıyor diyo böyle bakıyorum çözüm bulmaya çalışıyorum falan nasılsa kendimi düşünmüyorum ya o işe girsem hiç çıkamam. başkalarının hayatlarında yaşamayı öğreniyorum bu sayede. bir bakıcam yıllar geçmiş ben yeni güç görmüşüm kendimde, kendi hayatımı görmüşüm çok geç...kıvranıyorum......dostlarımı özlemişim. yakınımdakiler birer birer sormaya başladı sesin soluğun çıkmıyor iyimisin demeye, hepsi onlardan uzakta kaldığım için kızıyor bilmiyorlar ki ben kendime bile uzağım... bazıları artık sormuyor bile sen böylesin zaten yakın olmamışsın hiç bana diyor. ben yine öyle dinliyorum yok be saçmalama diyemiyorum, evet napıyım ben böyleyim diyemiyorum. ben neyim sen söylesene bi? yalvarırım bi söyle tahmininden çok yardım ediceksin bana.lütfen...

unuttum bunu yazmayı

27 ekim 2009 da ben bir söz verdim ama onu o gün buraya yazmayı unuttum.

Çarşamba, Ekim 28, 2009

uyansanaaa tek başıma ayaktayım ben busaatte.

haydaaa...ders olmadığı halde saatin yedisinde uyanan bir insana dönüşmüşüm haberim yokmuş.uykumu almışım rahat rahat uyanmışım saate bi bakıyorum ki 7:00, düş kırıklığı bu herhalde.bugün mükemmel bir gün olucak biliyorum. içime içime doguyor. hava soguk gibi ama güzel gibi. akide şekeri mi yesem napsam mutluluktan:)hım dur sana sürücü kursu hocamı anlatıyım. dün akşam aradı beni konuşmaları hatırladığım kadarıyla yazayım...:)(a:adam,b:ben)
a-alo kızım duygu sen misin?
b-evet benim buyrun.
a-kızım bak ben sürücü kursundan direksiyon dersi için aradım dün de aramıştım açmadın.
b-aaa evet kaç gibi aradınız dersteydim herhalde(a-üç dört beş gibi aradım kızım açmadın sen)
b-doğrudur neyse şimdi görüştük ya eveet?
a-ha kızım şimdi sen hafta içi boşmusun?
b-ben öğrenciyim hafat içi dersim var hafta sonu olsa.
a-tamam kızım bak cumartesi sabah sekiz buçuğa yazıyorum.
b- olmaz!cumartesi sabah dans derslerim var
a-cumartesi öğleden sonra?
b-tamam olur
a-saat dörde çeyrek kala tamam yazıyorum bak?
b-yazın yazın tamam napalım(hass üç beş arası da halkoyunları var ama napalım artık gitmem adam da napıcanı şaşırdı)
a-tamm kızım cumartesi dörde çeyrek kala pazar da sekiz buçuk olsun mu?
b-olsun tamam uyar bana pazar da....aaaaaaaaaa olmazz cumartesi gösteri var bu hafta gelemem...
bu aradaki konuşmalarda adamın anlamadığı şey sadece bu hafta cumartesi gösterim var normalde cumartesinin saati uygun. neyse adam en sonunda pes etti.
a- yavrum kızım anlamadım ki ben seni hafta içi diyorum dersim var diyorun hafta sonu diyorum bilmem neyim var diyosun.
b-geliyim yarın büroda rahat rahat konuşalım şimdi hallolmayacak
a- kızım beni bulamazsın yarın falan çabuk hadi karar ver de kontürüm bitiyor:D:D:D
bu saatten sonra tamam dedim amcacım sen nası istiyosan öyle olsun....

Çarşamba, Ekim 21, 2009

kuşburnu kokulu akşam

öksürük nöbetleri bitmeyince zencefilli bal yapmaya karar verdim,yaptım biraz da tükettim.sonra kuşburnu çayımı aldım odaya geçtim. öyle zaman dolsun istedim odaya, yeni bir fotoğrafımı buldum aslında yazın çekilmiş ama elime yeni geçmişti.hemen paylaştım sevdiğimle gördü mü görmedi mi daha bilmiyorum.boğazım acıyor ama düğümlenme yok içim rahat.iyice hassaslaştım son günlerde her zamanki olaylara alınır oldum. her zaman gülüp geçtiğim şeylere takılıp kalıyorum şimdilerde. hayırlısı elbet geçer gözüyle bakıyorum.
göksel i yıllar yılı sevememiştim hiç ama şu son albümüyle gözüme girmeyi başardı. eski şarkıları ne de güzel canlandırmış. dinleyip dinleyip aşkla doluyorum...sanki ben sevmişim o denli, ben sevilmişim gibi heyecanlanıyorum. şarkılardaki aşkların hepsi başımdan geçmiş gibi etkilenip dinliyorum :)
of bu hastalık zamanlarını hiç sevmiyorum,doktora da gitmiyorum,yatak hep açık gel işte yatıp uyu başka ne yapabilirsin diye gözüme batıyor tövbe tövbe...ne yazdım ben de bilmiyorum iyisi mi 'kaydı yayınla'yı tıklayım bir an önce.

Pazar, Ekim 18, 2009

sen ne olursun çocukluğumu sakla
tek kalan bu elimde avucumda...

Perşembe, Ekim 15, 2009

15.10.2009

15.10.2009

Pazartesi, Ekim 05, 2009

kış bana uzak daha

sonunda gecenin karanlığı çökmeye başlamıştı ki tam benim güneşim doğdu.yeter artık derken hoop mutluluk geliverdi:)))tepeden düşmedi tabi uğraşmam gerekti biraz ama değdi. mutluyum uzun zamandır ilk defa huzurluyum:)

Cuma, Ekim 02, 2009

sonunda...

kara bulutlar toplanır ya insanın tepesine gitsin artık der...ben o kara bulutlardan birine atlamış beraber yol almaya çalışıyorum. hiç düşmemişim şimdiye kadar üstünden hep mahkummuşum ona... hep daha kötüsü daha iyisi olamaz diye yetinmişim bir şekilde. ama bitti artık... sonunda yalnız üzgün ama tek başıma bakabilmeyi öğrendim dünyaya. diyorlar ki parçalanmış bir ailem varmış...keşke parçalanmış da olsa bir ailem olduğuna inanabilsem. hani melekler etrafımda hani korumuyorlar beni... susmak suçlamaları kabul etmek değildir neden anlamıyorlar. neden anlamıyorlar yorulmuşum işte, "saçmalamayın görmüyor musunuz ne haldeyim" diyemediğimi neden anlamıyorlar? neden birisi olsun tükenmiş olabileceğim ihtimalini düşünmüyor. tükendim duydunuz mu uzak durun artık!

Çarşamba, Eylül 30, 2009

koku işte dahası olabilr mi?

kokun yanımda, sen yanımdasın; dudakların, tenin yanımda sanki...senin kokun benim tenimdeyken, tenim senin tenin sanki öpmeye doyamadığım...o kokuyla meğer benim tenim de ne güzel oluyormuş.damarlarım biraz daha gösterişli olsa dövme de yerleşse yerine sanki senin bi parçan benim bedenimde...zaten senin bir parçan her zaman benim bedenimde...aşk değil bu benimsin seninim çünkü...mutluluk bu!

Cumartesi, Eylül 26, 2009

"düşün bi benden başka gerçeğin mi var"ne güzel söylemiş söyleyen

vay be

o eylül akşamlarını atlamaya da çok az kaldı.bitmiş gitmiş bile eylül telaşdan anlamamışım.

Çarşamba, Eylül 09, 2009

bitti

boğazım düğümlendi. kaç zamandır bu an için bekledim durdum ama ağzımı açamadım. korkuyor muyum ne var artık bıktım bu durumdan. ağzımı açamamaktan bıktım. ilk cümleyi kuramamaktan bıktım. ama kimseye kızmaya hakkım yok ben zamanında denemediğim için kendimi hiç affetmeyeceğim.

Perşembe, Eylül 03, 2009

düş yakamdan be yaratık

kandırdı pis doktor beni. "biz şimdi bunu küçük bir operasyonla donduracağız(dondurucaz dediğime bakma eşşek gibi yakacak canını demedi tabi ki) sonra dondurulan bu küçük şey zamanla su toplayacak sonra kabuk bağlayacak sonra da düşüp gidecek."dedi. gitmiyor sıçtığım hiçbir yere üstelik etrafını kan toplandı. otobüste sağa sola giderken parmağımı saklıyorum utancımdan. bana kalsa küçücük siilimle sonsuza kadar yaşardım ama birilerinin gönlü hoş olsun diye acı çektim o kadar ama hiçbir şey olmuyor bu yaratığa. ya daha da güçlenirse ? naparım bir daha gidip operasyon falan yaptıramam ben buna:(

Çarşamba, Eylül 02, 2009

ne bu be

canım acıyor işte kaçamıyorum. ne olduğunu bilmediğim bir acı ama beni yapayalnız kaldığıma ikna eden bir acı bu. bir yandan da korkma diyor ama iyi oldu eninde sonunda büyüyecektin diye ikna ediyor beni. her gün biraz daha değiştiğimin farkındaydım ama son iki haftada bir anda bu kadar büyür mü insan diye şaşırmaktan kendimi alamıyorum. evet beni seven bir kaç kişi var etrafımda şanslıyım ki ama bazı eksiklikleri dolduramıyorum bir türlü ona bu kadar bozuk atıyorum. aynada yüzümü görmekten kaçınıyorum kaç zamandır. herşey yolundaymış gibi göstermeye o kadar alıştırdım ki kendimi aynaya baktığım anda herşeyin altüst olmasından korkuyorum.

Cumartesi, Ağustos 29, 2009

bir gün daha

daha dünden başladı bir gün daha sendromu. dünü cumartesi sanıp o doğrultuda mesaj attım. hesabımı ona göre yaptım ve ne yazık ki öğleye doğru gerçekle yüzleştim. o gün cumaydı. bir gün daha mı öyle yorgundum ki... sonra bu sabah telefonda konuşuyoruz:pazartesi dönüyorum... bir gün daha mı? ne zormuş meğer bir güncük. peki bugün cumartesi mi? eminim değil mi cumartesi? son bi kaç gündür nedense hep iki gün kaldı diye hissediyorum:) bugün de öyle... olsun bakalım bekliyorum:)

Perşembe, Ağustos 20, 2009

hafiflik

bir haftadır dünyanın yaşanılası kalmış nadir yerlerinden birindeydim benim için. babam orda olduğu için değil. orda nefes almayı sevdiğim için. herkes bir anlamda bencilmiş bunu öğrendim. insanın babası bile kendini çok düşünürmüş yeri gelince evladından. eksikliğini hissettiğim şeyler için hep sevilme ihtiyacı duyduguma inandım. hep kimseyi sevmediği gibi sevsin insanlar beni. sevgilim önceki sevgililerinden çok, dostum herkesten çok sevsin istedim. öyle olmadıgını bildim hep, karşılaştırma bile yapmam hata ama özlem işte... artık geçtim hepsinden. az biraz değerli olduğumu hissetiren kim varsa yanındaydım. ama bu bir haftalık yalnızlıktan sonra insanın bütün değerlerin kendi içinde saklı olduğunu kavradım.sevmek bende de sevilmek başkasında değilmiş. insan önce kendini sevmeliymiş. kendisi tarafından sevilmeliymiş. aşkın her halini kendisi yaşayabilirmiş.

Çarşamba, Ağustos 12, 2009

yanlış zamanda yaşıyorum

bu zamanda yaşamak istemiyorum. bunu gözüme sokan o kadar çok şey var ki...elimde olsa çok yakın bir arkadaşımın da dediği gibi köyde hiçbir şeyden habersiz büyümek isterdim. o saflıkta kalmak az beklentili bir insan olmak. köydeki bir delikanlıya ölümüne aşık olmak. küçücük bir hayat sürüp mutlu ölmek isterdim. bugün çengelhandaki koç müzesini gezerken eski arabalara, motorsikletlere; ahşap çocuk arabalarına, oyuncaklarına bakarken öyle büyük bir pişmanlık duydum ki bu zamanda olduğuma. keşke ben de arkamda kalanlara o zamanlardan bakabilseydim. üzüldüm çok üzüldüm bu duruma. eski radyolar, daktilolar canımı o kadar çok yaktı ki. duramadım çıkalım burdan dedim.ağlamaktan korktum.şimdilerdeyse insanların kendine bile güveni kalmadı, hayata saygıları.evet kendimde bile görüyorum bunu hayata saygımız yok. var desek de yok bence o kadar çok günü geçip gönderiyoruz ki boş yere...

Pazartesi, Ağustos 10, 2009

büyüdüm

uzun zamandır bir kitap alıp da elime kendimi kaptıramıyordum. bir kaç denemem oldu hem de çok isteyerek başlamıştım ama okuyamadım işte. bugün başka bir kitap almak için kitapçıya girdim ama"kiralık adam" diye bir kitap çekti dikkatimi.başta kapağı çekti gördüğünüz üzere.
merak edince alıyım bunu da okurum dedim. diğer kitabı sona bıraktım zevkini daha güzel çıkarırım değerini korusun diye ama Kiralık Adam'ı okudukça kitaba sımsıkı sarılmaya başladığımı hissettim hatta baktım bitmeye yaklaşıyor bir korku sardı içimi. huyumdur zevk aldığım, beğendiğim bir şey hayatımda öylece durmalı. her zaman sonuna yakın ama bitmeden öylece durmalı. o yıpransa da bu durumdan ben yıpransam da bitmesine izin vermem asla.iyi mi kötü bilemedim bu huyumu ama zararını görmedim değil.neyse anlatmak istediğimden uzaklaşıyorum. kitabı okudukça farkettim ki ben sorunlarımı biliyorum ve onları unutmak yokmuş gibi davranmaktan mutlu olmuyorum. aksine nedir ne değildir diye içine dışına bulanmak niyetindeyim. uzun olmasa da bir süredir kadın erkek ilişkisinde sorun yaşıyorum. bir türlü çözüm bulamadım. bu kitaptaki gidiş gelişler, sevse de canını acıtmalar, tartışınca kötü bir sonuç çıkmamasından sevinç duymalar...kadın erkek ilişkisinin asla dört dörtlük olmayacağını görmek sorunların çözümlerinin uzun sürebileceğini görmek beni sevindirdi.

Salı, Temmuz 21, 2009

victorias secret





çok güzel bu bikiniler :( hele sonuncu beni benden aldı.

zorlanıyorum

hep gücümün yetersiz olduğunu düşünürdüm son bir yıla kadar. bir yıldır daha dik durduğumu düşünüyorum çünkü ağır bir darbeden sonra tek başıma durmam gerektiğini anlamıştım. başardım da daha fazla gülücük saçar daha fazla kişiyle konuşur oldum. bir dostum bana etrafında çok insan var bu hiç de iyi değil demişti. bu kadar fazla kişiyle iyi olman pek sağlıklı değil. doğruydu söylediği ama yeni yeni itiraf edebiliyorum ki ben yalnızlıktan korkuyorum. hayatım boyunca da hep bulduğum herşeye dört elle sarıldım yalnız kalmak korkusuyla. işte son bir yıldır yalnızlığı tatmış bir insan olduktan sonra daha güçlü olabiliceğimi farkettim. çok değil ama yeterli kişi bulunduruyorum artık etrafımda. bu kadar fazla bağın kopamayacağına inanmıştım hep ama. kopardım yavaş yavaş. şimdi görsem sadece hoş bir sohbet edebilirim ama beni sımsıkı tutan ipler yok artık ellerinde. özlüyorum ama eskilerden birilerini. istiyorum bazen yanımda olsunlar ama bir yandan da olmasınlar diyorum . verdiğim kararları tekrar tekrar düşünmeden yola devam edebilmek istiyorum. yaptığıma inanırken bazı şeyler kurcalıyor kafamı tadım kalmıyor. tartışmaktan nefret ediyorum.

Pazar, Temmuz 19, 2009

çözemedim

düşünmeden söylediğin sözlerle birini kırmak mı yoksa düşünerek söylediğin sözlerle birini kırmak mı daha acımasızca diye düşünüyorum bir iki gündür.hani bir anda çıkıverir ağzından bir laf kırarsın karşındakini ama o da sonuçta bilir bir anda çıkmıştır ağzından aslında öyle düşünmüyorsundur. ama diğer türlüsü çok acı be! belki de teselli buluyor insan." aldırma düşüncesizce konuştu işte" deyip geçebiliyorsun ama diğer türlüsünün bir yatıştırıcısı yok. ama aslında düşününce, düşünüp de o lafı etmişse iyi ki etmiş diyorsun bir yandan da gerçek sonuçta biliyim diyebiliyorsun. çok karışık yardım edebilen varsa pek mutlu olurum.

Salı, Temmuz 14, 2009

Eve Dönüş

çok kısa zamanlar bazen ne kadar da uzun geliyor insana. gereksiz yere katlandığım şeylerle dolu 13 gün ne kadar bitmek bilmez geldi. makarayla geçsin zaman diye uğraştım ama nereye kadar. döndüm ya sonunda burdayım yanındayım. seni çok özledim hayatımı çok özledim. şimdi burdayım ama hala özlüyorum.

Perşembe, Haziran 25, 2009

hayat seninle güzel

"korkularından haberdarım. kendimdeki değişimi bir ben anlayabilirim ama bana güven demekten başka seni inandırmaya çalışacak hiçbir şeyim yok. bu yaz akşamının güzelliğine baksana... biz beraberiz, ellerimiz beraber ve birbirimizi yeterince anlıyoruz. seni seviyorum ve inan başkasına gönlümün kaymasına, aklıma başkasının düşmesine olanak yok. hayat seninle geçen her günle daha da güzelleşiyor."

Çarşamba, Haziran 24, 2009

dur an


bir iç çekiş ,müzikteki bir es ,danstaki bir anlık bakış ,acının bir anlık dinişi gibi... bir yanı istemese de ondan uzak duramayan bir kadın. adamla beraber ama bir şeye kırıldığını da göstermekten çekinmeyen. "bak ne kadar güzelim, bak parmak uçlarımız bile ne kadar uyumlu;beni hiç bırakma ama çok yorgunum bunu da gör "der gibi...

Pazartesi, Haziran 22, 2009

bu kirazlar ne güzel


eve kocaman kocaman kirazlar almış annem.böyle yerken bir ısıryorsun bir tane iki ısırıyorsun iki tane kiraz yemiş gibi oluyosun ya onlardan işte. anam ne keyifli bişimiş kocaman kirazlardan yemek.yerken izliyorum bide onları baya bi süre.:)herşey kiraz gibi olsa keşke

Pazar, Haziran 21, 2009

baba(m)

babası hayatta olup yakınında olmayanları anlıyorum. bir biz anlarız birbirimizi zaten bizi sevdiğini biliriz ama sadece seni sevdiğimi bil demesinin de yetmediğini biliriz. herkes babasıyla babalar gününü kutlarken "üzüntü mü bu ne" diye düşündüğün şeyi ben de çok yaşıyorum ama bir türlü çözemiyorum. buruk acı derler ya aynen o misal...

kimse göründüğü gibi değil

hele bu blog olayı iyice şişirdi milleti ben diyim. olur olmadık yalan yanlış şeyler anlatanlar. hayatta şunu yapmam deyip yapanlar :)) ben bi yazı okudum gülmekten bayıldım çünkü hayatta yapmam dediği şeyi gözümün önünde yaptı:)) anlayan anladı:)

Perşembe, Haziran 18, 2009

bazen hoş bazen boş

dostlarınla sehir dışına çıkıyosun. kahvaltını yapıyosun dedikodu falan.. şehri geziyorsun bütün gün, alışveriş... biranı içiyosun ve akşamında şehrine geri dönüyosun. dönüş yolunda trende eski sağlam bi dostunun ablasıyla karşılaşıyosun. bütün yol muhabbet, insanları özlemenin güzel birşey olduğunu bidaha anlıyorsun. eve geldiğinde saat bire yaklaştığında bütün günün yorgunluğunu, eskişehirin sokaklarının ayaklarındaki ağrısını hissederek uyumaya çalışıyorsun. sabah kalktın başın ağrıyor ama bugün güzel olucak diye düşünürken kesiliveriyor ağrı. kahvaltı sonra vitamin ağrı kesici. bi dostunun dövme yaptırmasında yanına gidiyosun. sevgilin dostların yine beraber bigün: dolu, sevgi dolu sıcak, güneş gözlüklü, sımsıcak bigün. akşamındaysa o saçma sapan kişi çok candan bi dostunun gözlerini dolduruyo. senin elinden bişi gelmio, ne gözlerinin dolmasını engelleyebiliyorsun, ne şapşalın şapşallıklarını engellemeye gücün yetiyor. berbat bi baş ağrısııyla başlayan günün güzel geçerken yine suratın asılıyo, çaresizliğine en yakınından birinin üzüntüsüne üzülüp kendi kendini yiyiorsun. yorgunmusun?

Salı, Haziran 16, 2009

kim osdurdu bit osdurdu

bizim apartmanın çocuklarıyla hem yakından hem de uzaktan ilişkim var:) evimiz beş altı merdiven yükseklikte oldugundan bahçede oynayan çocukların garip şarkılarına, birbirlerini tartaklamalarına her daim eşlik ediyorum odamdan. cam hep açık hava sıcak malum ben de her şeylerine şahit oluyorum. demin bir tekerleme dinledim kim osdurdu bit osdurdu vs. hoşuma gitti. bazen sinirleniyorum ama bi tanesi var dierinin bogazını sıkıyo benim dediğim olucak mı haa diye esip gürlüyo falan ben de üstünlük taslamalarını tarafsızca seyrediyorum:D sinirlendiğim mevzuysa camın demirlerine çubukla tır tırı tırı diye ses çıkarmaları. hatta kollarıyla asılıp sallanmaları. ellemeyim eğlensin yavucaklar diyorum sonra hafta sonları okadar çocukla nası başa çıktığımız geliyor aklıma ve eğitici kişiliğime bürünüp eylemlerini baltalıyorum:) sonra soruyorum kendime ben nasıl bir çocuktum acaba diye? hatırlıyorum ve biraz ayıplanmış olarak bu yaşıma geri dönüyorum...

Pazartesi, Haziran 15, 2009

ne bu hisler

bir yerlere gideyim istanbulu görüyüm ne biliyim deniz kenarında bir yerde huzur bulmaya çalışıyım isterken bir anda durdum. hareketsizlik daha çok huzur vericek gibi gelmeye başladı. evden çıkmasam. otobüs beklerken herhangi birine binmesem, düğmeye bastıktan sonra durakta inmesem sanki daha güzel olcak herşey gibi gelmeye başladı. çarşamba günkü eskişehir bile gözümde büyüyor desem...aylak madam bile canımı sıktı bugün. iki gündür bazı insanlar haddi olmadan hakkımda yorum yapıyor patlamama çok az kaldı.

Cuma, Haziran 12, 2009

sinir başa bela

bazen kontrolümü kaybetmektan çok korkuyorum hem de aslında o kadar da sinirlenecek bir şey olmasa da. sadece sinirlendiğim zamanlar böyle nefesimin hızının birden bire nekadar arttığının farkına varabiliyorum. sakinleşmem uzun zaman alıyor. ya hakkaten öfke kontrolü sorunum var. bir de ağlıyorum sinirimden. korkuyorum hakkaten ya bu durumdan doktora mı görünsem acaba. biri istemediğim birşey hakkında ki ben ona bu konu hakkında konuşmamasını istediğimi söylediğim halde konuşunca gözüm dönüyor. ama zarar vermiyorum kimseye o bir tek içimi rahatlatan. susup yalnız kalıcağım bir yere gidiyorum. size de oluyor mu böyle şeyler hiç yoksa cidden tırsmalımıyım :?

ilk gün

bu sabah aynımıydı farklımıydı beim için anlamadım. son bikaç gündür dinlemekten kendimi alamadığım şarkıyı elim titreyerek kapadım çünkü hüzün dolduruyordu içimi bu yaz gününde. ne güzel bi seyahat var önümde ama korkuyorum be birinin burnumdan getirmesinden korkuyorum. bazen insanları anlayamıyorsun neden can acıtmak için hareket ettiklerini. 15 gün kadar kıbrıs taki festivale katılacağız gençlik kampında kalacağız, dostlarım yanımda olucak umarım istediğimiz gibi geçer. keyfim yerinde bugün fazlasıyla. sevgilimle dolu bi sabaha uyandım. sevgisini fazlaca hissettim şanslımıyım ne;)