Perşembe, Haziran 25, 2009

hayat seninle güzel

"korkularından haberdarım. kendimdeki değişimi bir ben anlayabilirim ama bana güven demekten başka seni inandırmaya çalışacak hiçbir şeyim yok. bu yaz akşamının güzelliğine baksana... biz beraberiz, ellerimiz beraber ve birbirimizi yeterince anlıyoruz. seni seviyorum ve inan başkasına gönlümün kaymasına, aklıma başkasının düşmesine olanak yok. hayat seninle geçen her günle daha da güzelleşiyor."

Çarşamba, Haziran 24, 2009

dur an


bir iç çekiş ,müzikteki bir es ,danstaki bir anlık bakış ,acının bir anlık dinişi gibi... bir yanı istemese de ondan uzak duramayan bir kadın. adamla beraber ama bir şeye kırıldığını da göstermekten çekinmeyen. "bak ne kadar güzelim, bak parmak uçlarımız bile ne kadar uyumlu;beni hiç bırakma ama çok yorgunum bunu da gör "der gibi...

Pazartesi, Haziran 22, 2009

bu kirazlar ne güzel


eve kocaman kocaman kirazlar almış annem.böyle yerken bir ısıryorsun bir tane iki ısırıyorsun iki tane kiraz yemiş gibi oluyosun ya onlardan işte. anam ne keyifli bişimiş kocaman kirazlardan yemek.yerken izliyorum bide onları baya bi süre.:)herşey kiraz gibi olsa keşke

Pazar, Haziran 21, 2009

baba(m)

babası hayatta olup yakınında olmayanları anlıyorum. bir biz anlarız birbirimizi zaten bizi sevdiğini biliriz ama sadece seni sevdiğimi bil demesinin de yetmediğini biliriz. herkes babasıyla babalar gününü kutlarken "üzüntü mü bu ne" diye düşündüğün şeyi ben de çok yaşıyorum ama bir türlü çözemiyorum. buruk acı derler ya aynen o misal...

kimse göründüğü gibi değil

hele bu blog olayı iyice şişirdi milleti ben diyim. olur olmadık yalan yanlış şeyler anlatanlar. hayatta şunu yapmam deyip yapanlar :)) ben bi yazı okudum gülmekten bayıldım çünkü hayatta yapmam dediği şeyi gözümün önünde yaptı:)) anlayan anladı:)

Perşembe, Haziran 18, 2009

bazen hoş bazen boş

dostlarınla sehir dışına çıkıyosun. kahvaltını yapıyosun dedikodu falan.. şehri geziyorsun bütün gün, alışveriş... biranı içiyosun ve akşamında şehrine geri dönüyosun. dönüş yolunda trende eski sağlam bi dostunun ablasıyla karşılaşıyosun. bütün yol muhabbet, insanları özlemenin güzel birşey olduğunu bidaha anlıyorsun. eve geldiğinde saat bire yaklaştığında bütün günün yorgunluğunu, eskişehirin sokaklarının ayaklarındaki ağrısını hissederek uyumaya çalışıyorsun. sabah kalktın başın ağrıyor ama bugün güzel olucak diye düşünürken kesiliveriyor ağrı. kahvaltı sonra vitamin ağrı kesici. bi dostunun dövme yaptırmasında yanına gidiyosun. sevgilin dostların yine beraber bigün: dolu, sevgi dolu sıcak, güneş gözlüklü, sımsıcak bigün. akşamındaysa o saçma sapan kişi çok candan bi dostunun gözlerini dolduruyo. senin elinden bişi gelmio, ne gözlerinin dolmasını engelleyebiliyorsun, ne şapşalın şapşallıklarını engellemeye gücün yetiyor. berbat bi baş ağrısııyla başlayan günün güzel geçerken yine suratın asılıyo, çaresizliğine en yakınından birinin üzüntüsüne üzülüp kendi kendini yiyiorsun. yorgunmusun?

Salı, Haziran 16, 2009

kim osdurdu bit osdurdu

bizim apartmanın çocuklarıyla hem yakından hem de uzaktan ilişkim var:) evimiz beş altı merdiven yükseklikte oldugundan bahçede oynayan çocukların garip şarkılarına, birbirlerini tartaklamalarına her daim eşlik ediyorum odamdan. cam hep açık hava sıcak malum ben de her şeylerine şahit oluyorum. demin bir tekerleme dinledim kim osdurdu bit osdurdu vs. hoşuma gitti. bazen sinirleniyorum ama bi tanesi var dierinin bogazını sıkıyo benim dediğim olucak mı haa diye esip gürlüyo falan ben de üstünlük taslamalarını tarafsızca seyrediyorum:D sinirlendiğim mevzuysa camın demirlerine çubukla tır tırı tırı diye ses çıkarmaları. hatta kollarıyla asılıp sallanmaları. ellemeyim eğlensin yavucaklar diyorum sonra hafta sonları okadar çocukla nası başa çıktığımız geliyor aklıma ve eğitici kişiliğime bürünüp eylemlerini baltalıyorum:) sonra soruyorum kendime ben nasıl bir çocuktum acaba diye? hatırlıyorum ve biraz ayıplanmış olarak bu yaşıma geri dönüyorum...

Pazartesi, Haziran 15, 2009

ne bu hisler

bir yerlere gideyim istanbulu görüyüm ne biliyim deniz kenarında bir yerde huzur bulmaya çalışıyım isterken bir anda durdum. hareketsizlik daha çok huzur vericek gibi gelmeye başladı. evden çıkmasam. otobüs beklerken herhangi birine binmesem, düğmeye bastıktan sonra durakta inmesem sanki daha güzel olcak herşey gibi gelmeye başladı. çarşamba günkü eskişehir bile gözümde büyüyor desem...aylak madam bile canımı sıktı bugün. iki gündür bazı insanlar haddi olmadan hakkımda yorum yapıyor patlamama çok az kaldı.

Cuma, Haziran 12, 2009

sinir başa bela

bazen kontrolümü kaybetmektan çok korkuyorum hem de aslında o kadar da sinirlenecek bir şey olmasa da. sadece sinirlendiğim zamanlar böyle nefesimin hızının birden bire nekadar arttığının farkına varabiliyorum. sakinleşmem uzun zaman alıyor. ya hakkaten öfke kontrolü sorunum var. bir de ağlıyorum sinirimden. korkuyorum hakkaten ya bu durumdan doktora mı görünsem acaba. biri istemediğim birşey hakkında ki ben ona bu konu hakkında konuşmamasını istediğimi söylediğim halde konuşunca gözüm dönüyor. ama zarar vermiyorum kimseye o bir tek içimi rahatlatan. susup yalnız kalıcağım bir yere gidiyorum. size de oluyor mu böyle şeyler hiç yoksa cidden tırsmalımıyım :?

ilk gün

bu sabah aynımıydı farklımıydı beim için anlamadım. son bikaç gündür dinlemekten kendimi alamadığım şarkıyı elim titreyerek kapadım çünkü hüzün dolduruyordu içimi bu yaz gününde. ne güzel bi seyahat var önümde ama korkuyorum be birinin burnumdan getirmesinden korkuyorum. bazen insanları anlayamıyorsun neden can acıtmak için hareket ettiklerini. 15 gün kadar kıbrıs taki festivale katılacağız gençlik kampında kalacağız, dostlarım yanımda olucak umarım istediğimiz gibi geçer. keyfim yerinde bugün fazlasıyla. sevgilimle dolu bi sabaha uyandım. sevgisini fazlaca hissettim şanslımıyım ne;)